Suçla ilgilenmeye başladığım zamanlar (ortak yayın yapacağımız bir hocama bu konuda yardım ediyorum hatta!) ilgimi çeken şeyler arasında alkol-suç ilişkisi vardı. Bu yazımda içki satışı yerler ve şiddet arasındaki ilişkiye odaklanacak. On-premises (yerinde satış, yani içkinin satılan yerde içildiği mekanlar: pub, bar vb.) veya off-premises (içkinin satın alındığı yerinde içilmediği mekanlar: içki satış yerleri, tekel vb) mekanların mahalleri nasıl etkilediğini ve buralardaki şiddeti nasıl artırdığını tartışacağım.
İkinci bölümde içki satışlarına gelen düzenlemelerin şiddet suçlarını nasıl etkilediğini tartışacağım. Son bölümde ise basit bir tabloda içki-suç ilişkisini tartışan makaleleri göstereceğim. Basitçe, yazım özelden (mekan-şiddet), genele doğru ilerleyecek.
Not: Alkol ve içki ayrımını umursamadığım için bazen içki bazen alkol yazalabilirim ama bilinmesi gereken şey şu: Alkol bir içecek değil. İçki veya alkollü içki dediğimiz şeylerin içinde alkol var ve bu içkiklerin ne olduğu içindeki alkol oranları, içine neler katıldığı vb. şeyler tarafından belirleniyor. Şarap ve bira iki farklı alkollü içki ve tatları aynı değil.
On-premises ve off-premises kelimelerini hatırlayın çünkü çok sık kullanacağım. Türkiye’deki düzenmeleri incelerseniz bu ayrım iki şekildedir: 1) Açık Alkollü İçki Satışı, içkinin satılan mekanda tüketilebildiğini belirtir, yani on-premises. Perakende satış ise içkinin satılan yerin dışında tüketildiğini belirtir, yani off-premises..
İçindekiler
A. İçki Satış Mekanları ve Suç
a. Modeller
b. Şiddet
c. Çocuk İstismarı
d. Soygun.
e. Partner Şiddeti (Aile İçi Şiddet)
B. İçki Satışını Değiştiren Politikalar Suç Oranlarını Nasıl Etkiler?
a. İçki Fiyatı ve Şiddet Suçları
b. İçki Satış Saatleri ve Şiddet Suçları
c. İçki Satış Yerlerinin Yoğunluğu ve Şiddet Suçları
C. Cinayet ve Alkol İlişkisi Üzerine Belirli Makaleler
A. İçki Satış Mekanları ve Suç
Suç, mekan ve alkol üzerine yapılan çalışmalar içki satış yerlerinin suçla ilişkisini defalarca göstermiştir. İçki satış noktaları, içkiye erişilebilirliğinin yaygın bir göstergesi olarak toplumsal şiddet oranlarını açıklamada önemli bir rol oynar.
Öncelikle, bu çalışmalardaki modellerin içki satış yerleri ve suç arasındaki ilişkiyi nasıl nedensel şekilde kurduğunu tartışmak gerekli. Bu ilişkiyi gösterebilmek için birkaç şeyin kontrol edilmesi gerekir. Öncelikle, mahallelerinin zenginliğini, etnik kompozisyonu, yoğunluğu, mümkünse gençlerin oranı ve merkezden uzaklığı kontrol edilmelidir.
Zenginliğin kontrol edilmesi önemli çünkü içki içmek tek başına suça neden olmayabilir; aksine içki içmek daha düşük sosyoekonomik durumla etkileşime girerek suçun daha kolay gerçekleşmesine neden olabilir. Fakirliğin suçla ilişkili olduğu bilinmektedir, özellikle soygun suçlarıyla. Dahası, fakirliğin yüksek olduğu yerlerde sosyal bağlar zayıf olabilir.
ABD’deki çalışmalarında tarihsel olarak bir bölgede yaşayan etnik grupların oranları suçla ilişkilidir. Bunun nedenleri arasında azınlık olan grupların yaşadığı sosyoekonomik zorluklar, sistemik eşitsizlik vb. şeyler vardır. Bu kontrolü yapmak etnik grupların etkisini ortadan kaldırır.
Üçüncüsü ise nüfus yoğunluğu. Basitçe nüfusun fazla olduğu yerlerde sadece nüfusun fazla olmasından dolayı suç oranlarının fazla olduğu görülebilir.
Mahallelerin karakteristik özelliklerinin kontrol edilmesi önemlidir. Eğer suç ve içki satış yerleri arasındaki ilişki, mahallelerin önemli özellikleri kontrol edildikten sonra hala ortadaysa nedensel bir ilişkiden bahsedilebilir.
a. Modeller
Kullanılan modeller genelde coğrafi modellerdir. Örneğin, Mekânsal Gecikmeli Regresyon ve Mekânsal Rejim Modelleri şu varsayımlardan başlar:
Suç tek başına bir mekanda gerçekleşmez. Bir mahallede suç oranı yüksekse, yayılma etkileri nedeniyle komşu mahallelerde de suç oranı yükselebilir.
Mekânsal olarak gecikmeli regresyon modelleri, yakın bölgelerdeki suç oranlarını temsil eden bir mekânsal gecikme değişkeni içerir. Bu, araştırmacıların suçun genellikle mekânsal olarak kümelendiği gerçeğini kontrol etmelerini sağlar.
Örnek: A mahallesinde çok sayıda içki satış yeri varsa, insanlar bölgeler arasında hareket ettiği için B mahallesinde de suç artabilir (B'de daha az içki satış yeri olsa bile)
Bu model sayesinde alkollü içki satış noktalarının suç üzerinde en güçlü etkiye sahip olduğu yerler belirlenir ve aradaki ilişkinin mahalle türüne (örneğin, kentsel ve kırsal) göre farklılık gösterebileceğini kabul ederek yanlış sonuçların çıkarılmasını engeller.
İkinci sık kullanılan Bayesian Hiyerarşik Çıkarım Modelidir. Bu yöntem, hem mekansal ilişkileri hem de belirsizliği hesaba katarken suçu analiz etmek için kullanılır. Geleneksel istatistiklerin aksine, Bayes modelleri verilerin belirsiz olduğunu varsayar ve sonuçları güncellemek için önceki bilgileri (prior) kullanır. Hiyerarşik modelleme sayesinde mahalleleri bireysel olarak ele alabilir veya bütün şehri ele alabilir. Yani ilk modelle benzer şekilde işler. Sadece Bayesian.
Üçüncü sık kullanılam modelse Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS). Bu modeller suçun işlendiği, içki satan yerleri ve demografik faktörlerin haritasını çıkartır. Böylece suçun en çok işlendiği yerleri (hotspot) yerlerin içki satış yerlerine uzaklığını doğrudan ölçler. En büyük avantajı elde olan verilerin bir harita üzerinde gösterilmesidir.
b. Şiddet
Toomey vd., (2012) yaptıkları çalışmada Minneapolis, Minnesota’da bulunan 83 mahalledeki 623 işletmeyi (503’ü on-premises, 120’si off-premises) inceliyor. Spesifik olarak 4 suça bakıyorlar: saldırı, tecavüz, hırsızlık ve bütün şiddet içeren suçlar. Kullandıkları Bayes sıradüzensel çıkarsama modeli mahallelerin demografisini (ekonomik faktörler, etnik kompozisyon ve nüfus yoğunluğunu) kontrol ediyor ve mekansal otokorelasyon (spatial autocorrelation) yapıyor.
Sonuç olarak içki satış mekanlarının yoğunluğundaki %20’lik bir artış, farklı kategorilerdeki suçları %3,9-%4,3 oranında artırıyor. İlginç bir şekilde paket satış yapan (off-premises) mekânların tecavüz veya toplam şiddet suçunu artırdığı görülmüyor. Yazarlar, bu bulguyu iki teorik çerçeveyle açıklıyor:
Erişim Teorisi: İçki satış mekanlarındaki artış içkiye kolay erişimi artırıyor, daha fazla içki tüketimi içkiyle ilişkili suçları artırıyor.
Niche Teorisi: İçki satış mekanlarının yoğun olduğu bölgelerde, müşteri kitlesi segmentlere ayrılır (örneğin gece kulüpleri daha fazla ve ağır içki içen kişileri çekebilir). Bazı yüksek riskli işletmeler ise suç açısından "popüler noktalar (hotspots)" haline gelir.

Sparks (2011) çalışması San Antonio, Teksas Polis Departmanındaki (2003-2006) verileri inceliyor. İncelenen suçlar şunlar: cinayet, tecavüz, ağır saldırı ve basit saldırı. Yukarıdaki çalışmayla benzer bir sonuca ulaşıyor. Suçların işlendiği belirli popüler noktalar var (Doğu ve Merkez San Antonio). Bu noktalarda içki satış yerleri yoğun. Mekansal otokorelasyon yapıldıktan ve mahallelerin demografisi kontrol edildikten sonra içki satış noktaları şiddet suçlarıyla pozitif ilişkilidir.
Mair vd., (2013) Kaliforniya’yı inceledikleri bu çalışmada 14 yıla yayılan şiddet nedeniyle hastaneye yatma, demografi ve içki satış yerleriği yoğunluğu verisini kullanmıştır. Çalışmada toplam 1600 ZIP kodu vardır, bu da 14 yıla yayılan 23213 mekan-zaman birimini ölçmelerini sağlamıştır. Sonuçları şöyledir:
1. Kilometrekare başına düşen içki satış yeri sayısındaki her bir artış, saldırı suçu oranlarında %0,23’lük bir artışla ilişkilidir.
2. Bir bölgedeki bar yoğunluğunun %10 artması, saldırı suçu oranlarında %7,5’lik bir artışa neden olmuştur.
3. Komşu bölgelerdeki bar yoğunluğunun %10 artması, saldırı suçu oranlarında %6,2’lik bir artışla ilişkilendirilmiştir.
4. Off-premises içki satış noktaları (tekel ve içki dükkanları), barlar kadar güçlü bir etkiye sahip değildir.
Barların şiddet üzerindeki etkisi, düşük gelirli, yüksek nüfus yoğunluğuna sahip ve azınlık nüfusun fazla olduğu bölgelerde çok daha güçlüdür. Özellikle düşük gelirli bölgelerdeki bar yoğunluğu ile saldırı suçları arasındaki ilişki önemli ölçüde yüksektir. Mekânsal etkilere bakıldığında, saldırı suçu oranlarının artma nedeni sadece o bölgedeki içki satış mekanları değil, aynı zamanda komşu bölgelerdeki içki satış noktalarından etkilenmektedir. Çok az şey kontrol edildiğinde dahi bu şiddet-içki satış yerleri arasındaki ilişki varlığını korumaktadır.

Gruenewald vd. (2006) içki satış noktalarının şiddet suçlarıyla ilişkisini ekolojik modeller ve mekânsal analiz yöntemleriyle incelemektedir. Suç potansiyelleri teorisi (crime potentials), suça yatkın bireylerin (nüfus potansiyeli/population potentials) ve suçun meydana gelme olasılığının yüksek olduğu bölgelerin (mekân potansiyeli/place potentials) etkileşime girerek suç oranlarını artırdığını öne sürer.
Araştırmalarında Kaliforniya'daki 1.637 posta kodu bölgesinde hastane kayıtlarından elde edilen şiddet içerikli saldırı vakalarını analiz etmektedir. Mekânsal istatistiksel modeller kullanılarak, hem bölgesel özellikler hem de komşu bölgelerin suç oranları üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışmada nüfus yoğunluğu, etnik yapı, ekonomik durum ve içki satış noktalarının yoğunluğu gibi değişkenler kontrol edilmiştir.
Off-premises (paket satış yapan) içki satış noktalarının yoğun olduğu bölgelerde şiddet oranları anlamlı şekilde yüksektir; lâkin barların doğrudan bir etkisi bulunmamıştır. Bununla birlikte, bar yoğunluğu, yerel nüfus özellikleriyle birleştiğinde şiddet oranlarını önemli ölçüde etkilemektedir. Barlar, istikrarsız ve orta gelirli kırsal alanlarda barların varlığı, şiddeti artırmaktadır. Basitçe, içki ve şiddet suçu arasındaki ilişki sadece bireysel tüketimle alakalı değildir.

Bu ilişki büyük şehirler yerine daha küçük, öğrencilerin bulunduğu üniversite kasabalarında da geçerlidir.
Snowden & Pridemore (2013) , bu çalışmalarında küçük bir üniversite kasabasında (Bloomington, Indiana) içki satış yerlerinin yoğunluğu ve türü ile saldırı suçu arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Verileri, 2008-2009 Bloomington Polis Departmanı tarafından kaydedilen basit ve ağır saldırı suçları, demografik ve sosyoekonomik verileri içermektedir.
1) Genel olarak içki satış yerlerinin yoğunluğu saldırı suçları ile pozitif ilişkilidir.
2) Restoran ve bar (yani on-premises) yoğunluğu, basit saldırı yoğunluğu ile anlamlı şekilde ilişkilidir.
3) Paket satış yapan yerlerin (off-premises) yoğunluğu ise ağır saldırılarla pozitif ilişkilidir.
Büyük şehirlede yapılan araştırmalarla tutarlı olarak, perakende satış (off-premises) yapan yerler daha ciddi şiddet olayları ile ilişkilidir.

Fitterer vd. (2018) içki satışı yapan işletmelerin kapasitesinin ve bu işletmelerin birbirine olan uzaklığının suç üzerindeki etkilerini incelemişlerdir. Araştırmacılar, Victoria, British Columbia’daki barlar, restoranlar ve perakende içki satan işletmelerin kapasitesinin ve dağılımının, hafta sonları (Cuma ve Cumartesi geceleri) yaşanan şiddet suçları üzerindeki etkisini incelemiştir.
Çalışmada Poisson uzamsal gecikme modeli kullanılarak, içki ruhsatı olan mekânların kapasitesinin ve sayısının suç sıklığı üzerindeki etkileri analiz edilmiştir. Dahası, bar ve pubların birbirlerine olan mesafelerinin suç oranlarını nasıl etkilediği belirlenmeye çalışılmıştır.

Kullandıkları model, suç sıklığındaki değişkenliğin %76’sını açıklamaktadır. Bar ve pubların bulunduğu alanlarda ve komşu bölgelerde suç oranları anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p < 0.05). Bar ve pub kapasitesi arttıkça suç oranları da artmaktadır. 1111 ek müşteri koltuğuna sahip olan işletmeler, suç oranlarını 17 ay içinde iki katına çıkarabilmektedir. Bar ve pubların birbirlerine 300 metreden daha yakın olması, o bölgede daha fazla suçun yaşanmasına neden olmaktadır.
Sonuç olarak, içki satan işletmelerinin kapasitesi ve birbirine olan mesafesi, şiddet suçlarını doğrudan etkileyen faktörlerden biridir.
c. Çocuk İstismarı
Freisthler vd. (2005) Kaliforniya’daki 304 mahalleyi indelemiştir. Nüfus başına düşen bar sayısı, çocukların istismar oranlarıyla pozitif ilişkilidir.

d. Soygun
Snowden & Freiburger (2015) çalışmasında 2013 yılında Milwaukee’de işlenen soygun olayları ve içki satış lisanslarına ilişkin resmi veriler kullanılmıştır. Genel olarak içki satış noktalarının yoğunluğu, soygun oranlarıyla pozitif ilişkilidir. Off-premises (paket satış) içki satış yerlerinin yoğunluğu ile soygun oranları arasındaki ilişki daha güçlüdür. Özellikle marketler ve likör dükkanlarının bulunduğu mahallelerde daha fazla soygun olayı gözlemlenmiştir. On-premises (yerinde tüketim) içki satış mekanlarının soygun suçu üzerindeki etkisi belirsizdir. Barlar ve restoranların bulunduğu bölgelerde soygun oranları daha yüksek olabilir; lâkin sonuçlar istatistiksel olarak kesin değildir.

Snowden (2018) Milwaukee, Wisconsin için yaptığı araştırmayı, bir de, saat dilimlerine ayırarak incelemiştir. Bu ikinci çalışmanın bulgularına göre, on-premises (restoran ve bar gibi mekân içi tüketim yerleri) akşam saatlerinde şiddet olaylarıyla negatif ilişkilidir, yani bu tür mekânların bulunduğu bölgelerde akşam saatlerinde şiddet olayları daha az görülmektedir. Ancak, sabah ve gece geç saatlerde gerçekleşen hırsızlık suçları ile pozitif bir ilişki gözlemlenmiştir.
Öte yandan, off-premises (perakende içki satış yerleri, örneğin içki dükkânları) gece geç saatlerde şiddet suçlarıyla ve gün içinde hırsızlık suçlarıyla pozitif bir ilişkiye sahiptir. Bu bulgular, içki satış noktalarının şiddet suçlarına olan etkisinin hem suç türüne hem de günün saatine göre farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır.
Snowden (2021), Milwaukee, Wisconsin için yaptığı bu üçüncü araştırmada bir önceki çalışmada perakende (off-premises) satış yerlerinin suçla olan ilişkisini daha da derinden incelemişlerdir. Perakende satış yerlerinin yakın çevresindeki 15 metrelik alanları incelemişlerdir. Bu 15 metrelik alanlarda şiddet suçları 25 kat, hırsızlık mülkiyet suçları ise 19 kat daha fazla gerçekleşmiştir. En ilginç bulgulardan biri ara sokaklarda olan satış noktalarının çevresindeki şiddet suçu yoğunluğu daha fazladır ve mahallenin bakkallarının (convenience store) çevresindeki suç oranları daha yüksetir. Benzer şekilde, bu 15 metrelik bölgede ateşli silahlarla işlenen cinayetlerin yoğunluğu Milwaukee geneline kıyasla 21 kat, ateşli silahlarla işlenen ağır saldırıların yoğunluğu 19 kat, ateşli silahlarla işlenen ölümcül olmayan silahlı saldırıların yoğunluğu 36 kat ve ateşli silahlarla işlenen soygunların yoğunluğu 37 kat daha fazladır (Snowden vd., 2024).

Perakende satış noktalarının suçla ilişkisi, açık alkollü içki satış noktalarına kıyasla, daha belirgindir ve araştırmalarda daha sık tekrar eden bir bulgudur. Bölgelerin karakterleri kontrol edildikten sonra bile ağır şiddet suçlarıyla ilişkilidir. Bu nokta önemli çünkü tarihsel olarak perakende satış noktaları şehirlerin belirli alanlarda her zaman fazladır (Trangenstein vd., 2020; Snowden, 2019).
Franklin vd., (2010) tarafından Washington D.C bölgesi için yapılan çalışma 2000 yılındaki nüfus sayım verilerini kullanmıştır. Silahların ve yasadışı uyuşturucuların yaygınlığı da dahil olmak üzere şiddet suçlarının alternatif yapısal bağıntılarından bağımsız olarak, mahallerdeki içki satış noktası yoğunluğu saldırgan şiddet ile önemli ölçüde ilişkilidir. Satış noktaları soygun, saldırı ve cinsel suçlarla önemli ölçüde ilişkilidir.
e. Partner Şiddeti (veya aile içi şiddet)
Snowden vd., (2017) bu çalışmalarında 2013-2014 yılları arasındaki Milwaukee işlenen şiddet suçlarını ölçmüştür. Önceki yaptıkları çalışmadaki gibi bölgenin sosyoekonomik durumunu kontrol etmişlerdir.
Çalışmanın ana bulguları şunlardır:
İçki satış noktalarının yoğunluğu, kadınların şiddet mağduru olma oranlarını artırmaktadır. Hem yerinde tüketim (bar, restoran) hem de dışarıda tüketim (tekel, içki dükkânı) noktaları kadınların partner dışı şiddet mağduriyeti oranlarıyla ilişkilidir. Özellikle paket satış yapan yerler (off-premises), kadınların genel şiddet mağduriyetini artıran daha güçlü bir değişken olarak öne çıkar. Yine de kadın ve erkeklerin mağduriyet oranları benzer bir şekilde etkilenmektedir.
Mahalledeki içki satış yerlerinin yoğunluğu artıkça hem kadınların hem de erkeklerin mağduriyet oranları yükselmektedir; lâkin dışarıda tüketim noktalarının (tekel ve içki dükkânları) erkekler üzerindeki etkisi kadınlara kıyasla daha fazladır. Yoksulluk oranı yüksek ve etnik çeşitliliği fazla olan yerlerde kadınlara yönelik şiddet oranları daha fazladır ve bu noktalarda içki satış yerlerinin yoğunluğu da daha fazladır.

Livingston (2011) çalışmasında içki satış yerlerinin yoğunluğu ile aile içi şiddet arasındaki uzun vadeli ilişkiyi incelenmiştir. Bu çalışma, 1996-2005 yılları arasındaki Avustralya/Melbourne bölgesindeki polis verileri kullanarak zaman içindeki değişimleri analiz etmektedir. Genel olarak, içki satış yerlerinin yoğunluğu arttıkça aile içi şiddet oranları artmaktadır. Tüm ruhsatlı yerler için bu ilişki geçerlidir. Perakende satış yapan yerlerin yoğunluğu aile içi şiddet üzerinde en büyük etkiye sahiptir; buna karşılık publar ve restoranlar daha küçük fakat anlamlı bir etkiye sahiptir. Benzer şekilde, yoksulluk seviyesi yüksek olan mahallelerde aile içi şiddet oranları daha yüksektir; lâkin içki satış yerlerinin etkisi yoksulluk seviyesinden bağımsız olarak aile içi şiddet üzerindeki anlamlı ilişkisini devam ettirmektedir.

Snowden (2016) bu çalışmasında, bir önceki çalışmasında (Snowden & Pridemore 2013) yaptığı gibi küçük bir üniversite kasabasını incelemiştir. Bu sefer, çalışma Bloomington, Indiana bölgesindeki 65 mahallede üzerinde gerçekleştirilmiştir. Kullanılan veri setleri şunlardır:
1) Indiana İçki ve Tütün Komisyonu: 2010 yılı itibariyle aktif içki satış noktalarının verileri.
2) Bloomington Polis Departmanı: 2008-2009 yılları arasındaki fiziksel IPV vakaları.
3) ABD Nüfus Sayımı Bürosu: Nüfus yoğunluğu, fakirlik oranı ve demografik bilgiler.
İçki satış noktaları, toplam, on-premises (bar, restoran) ve off-premises (içki dükkanı, tekel bayi) olarak üç kategoriye ayrılmıştır. Mekânsal regresyon modelleri kullanılarak, içki satış noktalarının IPV üzerindeki etkisi test edilmiştir.
Çalışmanın sonuçlarına göre toplam içki satış noktası yoğunluğu, IPV oranlarını anlamlı şekilde artırmaktadır. Off-premises satış noktalarının yoğunluğu, IPV oranlarıyla en güçlü ilişkiye sahiptir (p < 0.01). Sonuç olarak küçük üniversite kasabalarında bile içki satış yoğunluğunun IPV ile ilişkili olduğunu ortaya koymuştur.

Cunradi vd. (2011) tarafından yapılan çalışma yakın partner şiddeti (aile içi şiddet) ve içki satış yerlerinin yoğunluğu arasındaki ilişkiyi Sacramento, Kaliforniya’daki partner şiddetine ilişkin polis aramalarından (2006-2009) ve suç (2001-2009) kayıtları üzerinnden hesaplamaya çalışmaktadır. Standart olarak, Bayesyen mekânsal-zamansal modeller kullanılarak yoksulluk, işsizlik ve etnik kompozisyon gibi faktörler kontrol edilmiştir. Baktıkları temel şey off-premises (perakende satış) yerlerininin sıklığı ile yakın partner şiddeti arasındaki ilişkidir.
Her ekstra perakende satış yeri yakın partner şiddeti ile ilgili polis aramalarında %4, suç kayıtlarında ise %3 artışa neden olmaktadır. Barlar veya restoranlar böyle bir ilişkiye neden olmamaktadır. Bu etki, önceki çalışmalarda görüldüğü gibi işsizlik ve yoksulluk oranlarının yüksek olduğu yerde daha yüksektir.

Lira vd. (2019) bu çalışmalarında 2003-2012 yılları arasında 17 eyaletten 41.587 cinayet mağdurunu incelemiştir.. Kan alkol konsantrasyonu (BAC) testi yapılan 26.974 kişi analizlere dahil edilmiştir. Bu kişilerden 4.267'si partner cinayeti mağduru olarak sınıflandırılmıştır. Çalışmanın ana bulguları aşağıda sunulmuştur (bkz. Tablo).
Birincil mağdurların %36.5’i ve dolaylı mağdurların %41.1’i BAC > 0.00% (yani alkol almış).
Alkollü içki tespit edilen mağdurların %67.6’sının BAC değeri ≥ 0.08% (yani yasal sınırın üstünde).
Silahlı cinayetlerde alkollü içki kullanımı daha düşük (%32.6), diğer cinayet türlerinde daha yüksektir (%45.7). Yani yakın partner cinayetlerinde içki kullanımı yaygındır. Mağdurların kanında içki olması faillerin de içki içktiğinin bir göstergesidir.
Sonuç olarak araştırmalar, içki satış noktalarının yoğunluğunun ve konumunun suç oranlarını artırdığını göstermektedir. Özellikle bar ve pubların yüksek kapasitesi ve birbirine yakın olması, şiddet suçlarında belirgin bir artışa neden olmaktadır. Off-premises (perakende satış) noktaları ise soygun ve aile içi şiddet gibi suçlarla daha güçlü bir ilişkiye sahiptir. İçki satış yerlerinin mekânsal düzenlemesi, suç oranlarını azaltmada önemli bir politika aracı olabilir.
B. İçki Satışını Değiştiren Politikalar Suç Oranlarını Nasıl Etkiler?
Yukarıdaki araştırmalarda görüldüğü gibi içkiye erişim ve tüketim, aile içi şiddet, cinsel saldırılar ve kişiler arası saldırılar gibi çeşitli şiddet türlerinin artmasına katkıda bulunmuştur. 16 farklı ülkeden 563 yaralanma vakasının değerlendirildiği kapsamlı bir araştırma, alkollü bireylerin şiddetle ilişkili yaralanmalar yaşama olasılığının diğer nedenlere göre daha yüksek olduğunu göstermektedir (Macdonald vd., 2005). Genel olarak, kişiler arası şiddet riski, alkol tüketiminin sıklığı ve miktarı arttıkça yükselmekte ve belirli içki tüketim ortamları ile etkinliklere bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Örneğin, restoranlarda içki tüketiminin şiddetle bağlantılı olması düşük bir ihtimalken, barlarda ve çevresinde sarhoş müşteriler nedeniyle şiddet olaylarının yoğunlaştığı gözlemlenmiştir.
Alkollü içki erişimi ile şiddet arasındaki ilişki karmaşık olup bireylerin biyokimyasal, psikolojik ve sosyal tepkileri ile çevresel faktörlerden etkilenmektedir. Araştırmalar, alkolün saldırganlığa eğilimli bireylerde şiddet davranışını tetiklediğini ortaya koyarken, aynı zamanda alkol tüketiminin bireylerin içsel denetimlerini zayıflattığını ve saldırganlığa dair normların gevşediği bir algıya yol açtığını öne sürmektedir (Sontate vd., 2021). Mekâna dayalı teorilere göre, alkollü içki servisi yapan işletmelerin, suç faillerini bir araya getirerek mağduriyetin artmasına neden olabileceği ve bu nedenle alkolün daha kolay erişilebilir olduğu bölgelerde suç oranlarının yükseldiği belirtilmektedir.
Bu sebeplerle, içki tüketimi ve sarhoş bireylerin etkileşimlerini düzenleyen politikalar, kamu güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır. İçki erişimini kontrol eden mekanizmaların gevşetilmesi, tüketimin artmasına ve riskli bireylerin daha fazla etkileşime girmesine neden olarak şiddet olaylarını artırabilir. Şiddet artışı, içki fiyatlarının düşmesi, satış saatlerinin uzatılması ve içki satış noktalarının yoğunluğunun artması gibi faktörlerle ilişkilendirilmiştir. Özellikle barlar, kulüpler, oteller gibi mekânlardaki alkollü içki satışlarının yanı sıra perakende mağazalar gibi dışarıya satış yapan noktaların çoğalması, bu eğilimi daha da pekiştirmektedir.
Örneğin, Anderson vd. (2018) tarafından yapılan bir çalışmada, Kansas'taki ilçelerde 1977-2011 yılları arasında açık içki satışını (yani on-premise) serbest bırakan yasaların (wet laws) etkilerine bakarak, içki satışlarının artmasının şiddet suçlarıyla olan nedensel ilişkisi incelenmiştir. Sonuç olarak, içki satışı yapan içkili mekânların sayısında %10'luk bir artış, şiddet suçlarında %3 ila %5 arasında bir artışa yol açıyor. Açık alkollü içki satışının serbest bırakılması, şiddet suçlarında %10 ila %23 oranında bir artışa neden olmuştur, aynı zamanda mülkiyet suçlarında yaklaşık %10 oranında artışla sonuçlanmıştır

Baumann vd., (2019) tarafından Almanya için yapılan bu çalışmada Baden-Württemberg eyaletinde 2010-2017 yılları arasında gece saatlerinde perakende içki satışına getirilen yasağın şiddet suçları üzerindeki etkisi incelenmektedir. Bu yasa, saat 22:00 ile 05:00 arasında benzin istasyonları, marketler ve büfelerde (kiosks) içki satışını yasaklamış; lâkin bar ve restoranları kapsamamıştır. Çalışma, suç oranlarındaki değişiklikleri anlamak için farklı ekonometrik yöntemler kullanmış ve Hessen eyaletini kontrol grubu olarak ele almıştır. Bu yasa sonucu, basit saldırı (simple assault) vakaları %11, ağır saldırı (aggravated assault) vakaları ise %8 oranında azalmıştır, fakat gece saatlerinde tecavüz ve soygun oranlarında istatistiksel olarak anlamlı bir değişim görülmemiştir. Baden-Württemberg’deki suç eğilimleri, yasağın olmadığı komşu eyalet Hesse ile karşılaştırıldığında anlamlı derecede farklılık göstermektedir.
Duailibi vd. (2007) , Brezilya’nın Diadema şehrinde 2002 yılında yürürlüğe giren gece saat 23:00’ten sonra barların kapanmasını zorunlu kılan düzenlemenin cinayet ve kadınlara yönelik şiddet üzerindeki etkisini incelemektedir.
Yasa öncesi aylık cinayet sayısı 22 iken, yasa sonrası 12’ye düşmüş; kadına yönelik şiddet vakaları da aylık 48’den 25’e düşmüştür.

Bu çalışmaları tek tek özetlemek istemiyorum. O yüzden, zaten yapılmış bir metâ-analizin incelemesini doğrudan özetlemek en iyisi. Ekstra olarak tek tek okumak isterseniz bu çalışmalara bakabilirsiniz: (Kypri vd., 2011; Athanasopoulos vd., 2022; Kypri & Livingston, 2020; Menéndez vd., 2017)
Bizim bakacağımız çalışma bu çalışma: Fitterer, J. L., Nelson, T. A., & Stockwell, T. (2015). A Review of Existing Studies Reporting the Negative Effects of Alcohol Access and Positive Effects of Alcohol Control Policies on Interpersonal Violence. Frontiers in Public Health, 3. https://doi.org/10.3389/fpubh.2015.00253
Fitterer vd, (2015) 12 farklı ülkede gerçekleştirilen 87 akademik araştırmanın bulgularını sentezleyerek, alkollü içkilerin fiyatlandırması, satış saatleri düzenlemeleri ve satış noktası yoğunluğu gibi politikaların interpersonal şiddet suçları üzerindeki etkisini analiz etmektedir.
a. İçki Fiyatı ve Şiddet Suçları
İncelenen 12 çalışmanın 7’si (%58), alkol fiyatlarının artırılmasının şiddet suçlarını azalttığını göstermiştir. Alkol fiyatları arttığında özellikle şu suçlarda azalma görülmüştür: Saldırı, aile içi şiddet, çocuk istismarı ve içkiye bağlı yaralanmalar.
Alkollü içki vergisinde %1’lik artış, çocuk istismar oranlarını %0,33; aile içi şiddet vakalarını %3,1-3,5 oranında azaltmıştır. Bira fiyatlarının yükselmesi, hastanelerin acil servislerine alkollü içki bağlantılı yaralanmalar nedeniyle yapılan başvuruların azalmasıyla ilişkilendirilmiştir. İlginç bir şekilde alkollü içki vergilerinin düşürülmesine yönelik çalışmalarda (özellikle İskandinav ülkelerinde), şiddet suçlarında önemli bir artış gözlemlenmemiştir, bu da fiyat politikalarının etkisinin belli bir noktadan sonra sınırlı olabileceğini düşündürmektedir. Özellikle, panel verileri kullanılarak yapılan çalışmalar, içki fiyatlarının artırılmasının içki bağlantılı şiddet suçlarını ve yaralanmaları önemli ölçüde azalttığını ortaya koymuştur (s. 5)
b. İçki Satış Saatleri ve Şiddet Suçları
19 çalışmanın 12’sinde (%63), alkollü içki satış saatlerinin düzenlenmesinin şiddet suçlarını azalttığı belirlenmiştir. Alkollü içki satış saatlerinin uzatılması, saldırı ve cinayet gibi şiddet suçlarının artışıyla doğrudan ilişkilendirilmiştir. (s. 4)
Satış saatlerinin kısıtlanması, özellikle şu suç türlerinde azalmaya neden olmuştur:
1) Cinayet oranları
2) Ağır saldırılar ve darp vakaları
3) Aile içi şiddet ve fiziksel saldırılar
Yapılan çalışmalar, satış saatlerinin 1 saat bile uzatılmasının, her 100.000 kişi başına düşen şiddet suçlarında belirgin bir artışa yol açtığını göstermektedir. Ayrıca, bar ve gece kulüplerinin kapanış saatlerinin uzatılması, saldırı vakalarında gözle görülür bir yükselişe neden olmaktadır. Avustralya’da gerçekleştirilen bir çalışmada, gece kulüplerine müşteri yeniden giriş yasağı uygulandığında, mekân içinde meydana gelen saldırı oranlarında %50 azalma kaydedilmiştir. Barların kapanış saatlerinin aşamalı olarak düzenlenmesi gibi uygulamalar, şiddet suçlarının azalmasına belirgin bir katkı sağlamamıştır. 1 saatlik satış süresi değişikliklerinin etkisi sınırlı kalırken, en güçlü etkiler 2 saatten fazla kısıtlamalarda gözlemlenmiştir.
Alkollü içki satış saatlerini büyük ölçüde kısıtlamak (örneğin, 2 saatten fazla veya 24 saatlik satışın kaldırılması), şiddet suçlarının azaltılmasında etkili bir yöntemdir. Daha küçük ölçekli düzenlemeler (örneğin 1 saatlik değişiklikler), her zaman belirgin bir etki yaratmamaktadır. İlginç bir şekilde satış saatlerini 1 saat geri çekmek işlenen suçları azalatmasa da satış saatlerini 1 saat uzatmak suç oranlarını artırmıştır. Barlara müşteri yeniden giriş yasağı gibi politikalar, yalnızca mekân içindeki suç oranlarını azaltmaktadır; genel suç oranları üzerindeki etkisi belirsizdir (s. 4-5).
c. İçki Satış Yerlerinin Yoğunluğu ve Şiddet Suçları
56 çalışmanın 52’sinde (%93), alkol satış noktası yoğunluğu ile şiddet suçları arasında güçlü bir ilişki saptanmıştır. Özellikle bar ve gece kulüplerinin yoğun olduğu bölgelerde şiddet suçları önemli ölçüde artmaktadır. Bir bölgede 25’ten fazla alkollü içki satışı yapan işletme bulunması, suç oranlarında belirgin bir yükselişe yol açmaktadır. Los Angeles’ta alkollü içki lisanslarının azaltılması, saldırı oranlarında önemli bir düşüşe neden olmuştur. Atlanta’da bar lisanslarının %3,2 oranında azaltılması, bölgedeki şiddet suçlarını %6 oranında düşürmüştür. (s. 4-5).
C. Cinayet ve İçki İlişkisi Üzerine Belirli Makaleler
Tablonun kaynağı: Sontate, K. V., Rahim Kamaluddin, M., Naina Mohamed, I., Mohamed, R. M. P., Shaikh, Mohd. F., Kamal, H., & Kumar, J. (2021). Alcohol, Aggression, and Violence: From Public Health to Neuroscience. Frontiers in Psychology, 12, 699726. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2021.699726
Link: https://www.frontiersin.org/journals/psychology/articles/10.3389/fpsyg.2021.699726/full